Afrika'ya Yüzeysel Bir Bakış




Yüksek lisans eğitimimde hazırladığım irili ufaklı ödevlerimi ve makalelerimi kısaltarak burada paylaşmaya karar verdim. Hadi başlayalım:

İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Afrika Kıtası tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 30.370.000 km² yüzölçümüne sahip kıta coğrafi açıdan çok çeşitli bir özelliğe sahiptir. Afrika hem Avrupa’ya hem de Asya’ya yakın olması ile de avantajlı bir konumdadır. Kuzeyde Cebelitarık Boğazı Avrupa’ya en yakın olduğu yerdir. Doğuda ise Süveyş Kanalı ile Asya’ya geçiş imkanı bulunmaktadır. Bu özelliği ile tarih boyunca insanoğlunun her dönem ilgisini çeken bir kıta olmuştur. Afrika özellikle sömürgecilik dönemlerinde batılı devletlerin ilgisini çekmiştir. Kıta başta petrol, doğalgaz ve değerli taşlar olmak üzere doğal kaynaklar bakımından da oldukça zengindir. 2017 yılı itibariyle dünya doğalgaz rezervinin %8’i, petrol rezervinin %10’u Afrika’da bulunmaktadır. En fazla Uranyum, kobalt ve elmas rezervlerine sahip bölge de Afrika’dır. Küresel altın üretiminin %22’si de Afrika’dadır (Atlı, 2017: 341). Verilen istatistikler göz önünde bulundurulduğunda anlaşılmalıdır ki Afrika Kıtası dünya ekonomisi açısında son derece önemlidir. Afrika sadece doğal kaynaklar açısından değil aynı zamanda tarımsal üretim açısından da önemlidir. Kıtanın yarısından fazlası tarım arazisi olmaya müsaittir.  

Afrika nüfus bakımından da Asya’dan sonra en kalabalık nüfusa sahip kıta konumundadır. 2017 verilerine göre kıtanın nüfusu 1 milyar 256 milyon olarak belirlenmiştir. Afrika’da kadın başına doğurganlık oranı 4,7 ile dünya ortalamasının yaklaşık iki katıdır. Kıtanın %41’i 14 yaş altındadır. 1850 yılında dünya nüfusunun % 8,8’ine sahipken bu oran 2017’de %16,16’ya çıkmıştır (insamer.com, 2017).

Afrika’da bağımsız 54 ülke bulunmaktadır. Güney Afrika Cumhuriyeti 1910, Mısır 1922, Güney Sudan 2011 yıllarında bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Etiyopya ve Liberya hiçbir zaman sömürge olmamıştır (TASAM)

Şüphesiz refah denildiğinde beraberinde güvenlik kavramı da ön plana çıkmaktadır. Afrika hem siyasi hem de sosyal kaos olaylarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerin başında gelmektedir. Devletlerin tam anlamıyla devlet mekanizmasına ulaşamamış olması bu durumun en temel sebebidir. 1946-2004 yılları arasında 41 ülkede 296 darbe ve darbe girişimi yaşanmıştır. Devletlerin kendi iç mekanizmalarını oluşturamadıkları gibi bir de birbirleriyle olan mücadeleleri de kıtanın yoksullaşmasına sebep olmuştur. 1960’lı yıllardan itibaren Afrika’da 24 ülkede savaşlar meydana gelmiştir. Bu savaşların çoğu da Sahra-altı Afrika’da yaşanmıştır (Akçay, 2015: 64). Son yıllarda Kuzey Afrika’da yaşanan Arap Baharı da Afrika ekonomisini olumsuz etkilemiştir.  

Afrikalılar aslında hem kendi kalkınmaları hem de kıtaya huzur gelmesi açısından Afrika Birliği’ni kurmuşlardır. Birlik ilk adıyla 1963 yılında 32 ülkenin imzasıyla Afrika Birliği Örgütü olarak kurulmuştur. 1999’da Afrika Birliği adını almıştır. 2011 yılında Güney Sudan’ın da üye olmasıyla beraber üye sayısı 54 olmuştur. Birlik, Afrika ülkeleri arasındaki ticareti geliştirmeyi hedef almıştır (Karabulut, 2016: 392). Fakat 50 yılı aşkın mazisi olmasına rağmen Afrika Birliği misyonunu tam olarak yerine getirememektedir. Afrika ülkeleri halen kalkınma yardımları alan ve almaya muhtaç bir konumdadır. Afrika Birliği’nin Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da bulunan merkez binasını Çin’in hibe olarak inşa etmesi bile birliğin durumunu özetlemektedir (Akçay, 2015: 62). 






Kaynakça:

Akçay, A. (2015). Güvenlik Politikaları Ekseninde Afrika Birliği: Teori ve Pratik. Bilge Strateji , 64.

Atlı, H. (2017). Dünya Bankası'nın Afrika'ya Yaklaşımı. H. Çomak içinde, Afrika Politikası (s. 341). İstanbul: Beta Basım.

insamer.com. (2017, 10 6). 12 6, 2018 tarihinde insamer.com: http://insamer.com/tr/afrikanin-gelecegi-bir-nufus-analizi_860.html adresinden alındı

Karabulut, B. (2016). Soğuk Savaş. B. Karabulut içinde, Uluslararası İlişkiler. Ankara: Barış Kitap.

TASAM. Afrika Ülkelerinin Bağımsızlık Dönemleri.


Yorumlar